BİR GÜN DEĞİL, ÖMÜR BOYU GELİŞMEYE DEVAM ET

Lise yıllarımdan beri, gerek çevremde ve gerekse akrabalar içerisinde gördüğüm, ömürlerini, kendilerine hiçbir şey katmadan, yalnızca gelir ve makam sahibi olmak için yaşamaya adayan insanlarla dolu… Bunun bir marifet olduğunu zanneden anne babalarsa, kendi içlerinde mutlu olduklarını, çevrelerine gösterme çabasında. Acaba gerçekten mutlu musunuz?

Bu sene kendi isteğimle KPSS’ye girdim. Keşke girmez olaydım! Sınavdan çıkar çıkmaz ailelerinin yanına koşarak, “Çok zordu. Yine olmadı. Bu nasıl sınav?” vb gibi dert yanmalarla doldu etrafım. Kendinden, eksikliğinden bî-haber olan bu kişilerin, her seferinde, yalnızca sistem suçluymuş gibi davranmaları nasıl da komik… Suçu başkasında aramak çok kolaydır. Peki, ya siz, kişiler hiç suçlu değil misiniz?

Üniversite’nin tanımı “en üst seviyede eğitim verilen, araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlar”ken, nasıl olur da uzun yıllar boyunca, yalnızca sınav dönemlerinde kitap açarsınız? Geçici olarak alınan bilgilerin, kullanılmadıkları için, kısa bir süre içinde beyinde silindiğini nasıl bilmezsiniz?

Koca bir ömrü, tıpkı bir robot gibi, sabah 8 akşam 5 saatleri arasında gidip gelerek, her gün, artık ezberlediğiniz işleri ömrünüzün sonuna kadar yapmaktan zevk alacak mısınız? Yoksa, bin bir zorlukla kurulan bu ülkeyi yarı-cehaletlerinizle girdaba sokarak yok mu edeceksiniz?

Buradaki “yarı-cehalet”ten kastım, İlber ORTAYLI’nın tanımladığı kavram olduğuna dikkat edin lütfen!

Hangi devlet dairesinde olursa olsun, her memur okumaya, araştırmaya ve kendini, gerek zihinsel ve gerekse maddi olarak geliştirmeye devam etmelidir.  Bu, yalnızca memur için değil, insan olan herkes için geçerlidir. Sistemin yanlışlığı, bunun yalnızca, resmi bir göreve atanıncaya kadar değil, ömür boyu sürmesi gereken bir yaşam biçimi olduğunu öğretememesidir. Sizler bundan şikayetçiyken, nasıl olur da çözüm yollarına gitmezsiniz? NASIL?

Kendi ülkemde, bir gün gerek cehaletin gerek yarı-cehaletin bitmesini, kişilerin, mutluluğun parayla satın alınamayacak bir gerçek olduğunu anlamalarını ve gerek kendi hayatlarını ve gerekse çevrelerindeki insanların hayatlarını zehir etmeden, ağız tadıyla yaşamalarını diliyorum...

Popüler Yayınlar