VARIM!
Sanırım insan ilişkileri üzerine yazmak istiyorum. Ama ne diyeceğimi ne yazmam gerektiğini de pek bilemiyorum. Sadece, matematikte olduğu gibi, bir denklemi çözmek ne kadar kolaysa, ancak bu, bilinenler mümkün olduğunda yapılabiliyorsa, sanırım insan ilişkilerinde de, kişi ne istiyorsa ve bu belliyse yapılabiliyor.
İnsanlarla iletişim kurmak istediğim ya da onları tanıma isteğim, yaşım ilerledikçe neden bu kadar belirginleşiyor, gerçekten bazen anlamakta güçlük çekmeme neden oluyor.
Kişinin kendini tanıması ya da tanımlaması, bir başkasını tanımasıyla mümkün mü? Sanmam... Asıl mesele birilerini tanımak değil, kendini aramak, kendini var edebilmek aslında. Bir yerde de eğri oturup doğru konuşmak lazım... Toplumsal bir varlığız ve toplu halde yaşamak zorundayız ki, yaşam kolay ve sürdürülebilir olsun. Ancak, tıpkı bir terazinin kefesinde olduğu gibi, bir taraf ağır basarken, diğer taraf hafif kalıyor ve ağır olan, alta doğru iniyor gibi. Böyle bir toplumda yaşam ne kadar sürdürülebilir ve varlık ne kadar yaşanabilir olur?
Mesele, sadece isteklerimiz ve arzularımız mı yoksa, “yaşarken”
istek ve arzularımız mı? Sahi, yaşamak derken ne demek istiyoruz? Sabah 8 akşam
5 bir işte çalışarak, kalan zamanda da istek ve arzularımıza mı yöneleceğiz?
Peki böyle bir toplumun sürüleri ne kadar üretken ve
ne kadar mutlu olabilir? Söyler misiniz?
Böyle insanlardan meydana gelen toplumlar
koyun gibi güdülmekten başka neye muhtaç ki?
Benliğimizde
var olan “ben”e, ne istediğini soruyor muyuz? Yoksa, bir başkasının ben’ini
mutlu etmeye çalışırken, kendi ben’imizi unutuyor muyuz? Ben söyleyeyim mi?
Unutuyoruz! Sonra da, bundan şikayet ediyoruz, “Mutlu değilim, olamıyorum”
diye. Sahi, mutluluk neydi? Neyle tanımlarsınız mutluluğu? Kimle ya da neyle
var mutluluğumuz? Ya da mutluluk kişiye göre değişen bir ben miydi? Aynı
şeylerden mutlu olmak ürkütücü değil miydi? Ya da şöyle düzeltelim, sürekli
aynı şeyden mutlu olmak doğru muydu? Bence değildi. Her birimizin istek ve
arzuları bu kadar farklıyken aynı şeylerden sürekli
mutlu olmak? Ürkütücü olabilir mi? Keyif almaktan bahsetmiyorum, lütfen dikkat
edin! Mutlu olmaktan bahsediyorum. Keyif, bir anlık
hoşnutluktan ibaretken, mutluğun, belli bir zaman boyutu var… Buna
dikkat edelim.
Velhasıl-ı
kelam, mesele varlığımız, mesele varlığımızın farkında
olmak. Mesele, “Ben varım.” diyebilmek aslında.
Kısa ve öz
oldu, ama umarım anlaşılmıştır...
Sevgiyle
kalın...